1990’lı Yıllarda İrtifa Kaybeden Sakarya Ekonomisi
2000’li Yılların Başından İtibaren Toparlanıyor
Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. M. Kemal Aydın Sakarya ekonomisini Kent Ekonomi Dergisi için değerlendirdi. Aydın, ilimizin 2020’li yıllarda olması gereken yere ilişkin olarak “hedef ilk 10 olmalı” dedi.
Sayın Aydın. Sakarya ekonomisine tarihsel bir bakış atacak olursak, ilimiz ülke ekonomisine katkı bakımından nerede? Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
1970’li yılların ortalarından itibaren illerin Türkiye ekonomisine yaptığı katkıyı, daha doğrusu yarattığı katma değeri hesaplamaya dönük olarak Erdoğan Özötün tarafından birtakım ciddi çalışmalar yapılmış. Özötün’ün 1975-1978 dönemini kapsayan ilk çalışmasını Devlet İstatistik Enstitüsü [malum, bu kurumun adı daha sonra Türkiye İstatistik Kurumu, kısaca TÜİK olarak değiştirildi] yayımlamış.[1] Ardından yine Özötün’ün, 1979-1986 dönemi için benzer bir çalışma yaptığını görüyoruz.[2] Birbirini tamamlayan bu iki çalışmanın ardından Devlet İstatistik Enstitüsü’nün 1987-1994 dönemini kapsayan çalışması geliyor.[3] Bütün bu çalışmalardan istifade ederek oluşturacağımız bir veri tabanı ile 1975-1994 dönemi için Sakarya ekonomisinin Türkiye ekonomisine yaptığı katkıyı ve önem sırasını belirlemek mümkün... Bu arada şunu da ifade edelim. 1995 sonrası dönemin verilerine TÜİK’in web sitesinden [tüik.gov.tr.] ulaşılabiliyor.
Öncelikle gördüğümüz şu: 1975-2014 dönemi boyunca [yıllık ortalama olarak] her yıl Türkiye’nin toplam katma değer üretiminin yaklaşık yüzde 1’lik kısmını gerçekleştiren Sakarya, 20nci büyük ekonomi durumunda… 1990’lı yıllarda 29ncu sıraya [1989-2001 dönemi ortalaması, 29ncu büyük ekonomi] kadar düşmüş olmakla birlikte, 2000’li yılların başından itibaren Sakarya ekonomisinin hızlı bir biçimde toparlandığını ve 2010’lu yıllarda yeniden 20nci sıraya yükseldiğini görüyoruz. Bu arada dikkatimizi çeken bir şey var. Sakarya ile Trabzon adeta güreşiyor. 1975-79 döneminde Sakarya ekonomisi 20nci, Trabzon ekonomisi 22nci sırada yer almış. 1980-88 döneminde Sakarya 24ncü sıraya, Trabzon 25nci sıraya düşmüş. 1989-2001 döneminde Trabzon 25nci büyük ekonomi konumunu muhafaza ederken Sakarya 29ncu sıraya kadar gerilemiş. 2004-2014 dönemi verileri ise Sakarya’nın yeniden Trabzon’un üzerine çıktığını gösteriyor: Dönemin yıllık ortalama verileri itibariyle Sakarya 20nci büyük ekonomi, Trabzon 25nci büyük ekonomi konumunda…
Tablo 1. Sakarya, Kocaeli, Trabzon ve Bilecik Ekonomilerinin
Türkiye Ekonomisi İçindeki Yeri ve Önem Sırası [1975-2014]
|
Sakarya |
Kocaeli |
Trabzon |
Bilecik |
|
% |
Sıra |
% |
Sıra |
% |
Sıra |
% |
Sıra |
1975-79 |
1.13 |
20 |
3.11 |
6 |
1.10 |
22 |
0.35 |
59 |
1980-88 |
1.00 |
24 |
4.55 |
4 |
0.97 |
25 |
0.39 |
52 |
1989-94 |
0.87 |
29 |
4.60 |
4 |
1.00 |
24 |
0.41 |
49 |
1995-02 |
0.81 |
29 |
4.67 |
4 |
0.97 |
25 |
0.50 |
44 |
2003-09 |
1.07 |
21 |
3.09 |
6 |
0.83 |
24 |
0.37 |
48 |
2010-14 |
1.07 |
20 |
3.45 |
5 |
0.82 |
25 |
0.34 |
51 |
Kaynak: 1975-1978 dönemi için Özötün, 1980: 119-122; 1979-1986 dönemi için Özötün, 1988: 210-217; 1987 ve 1988 yılları için DİE, 1997: 666-668; 1989-2014 dönemi için tüik.gov.tr.
Hocam. Neden Sakarya ile Trabzon’u mukayese ediyorsunuz?
Evet, yanlış anlaşılmalara mahal vermemek için gerekçemizi belirtelim. Söz konusu mukayeseyi, bu iki ekonominin [Türkiye ekonomisine sağladıkları katkı anlamında] birbirine denk olduğunu düşünerek yaptık. Şimdilerde olmayabilir ama 1970’li yılların ortalarında böyle bir denklik olduğu açık bir biçimde görülüyor: 1975-1979 dönemi ortalama verileri itibariyle Türkiye’nin toplam gayrisafi yurtiçi hâsılası içinde Sakarya’nın payı yüzde 1.13 düzeyinde, Trabzon’un payı yüzde 1.10 düzeyinde tahakkuk etmiş. Bu iki ekonomi arasındaki denklik ilişkisi, takip eden yıllarda bozulmuş. Bir başka ifade ile bu iki ekonomi birlikte yükselmemiş ya da düşmemiş. Şöyle ki: Sakarya’nın gelişme ivmesinin düştüğü 1990’lı yıllarda Trabzon ekonomisi konumunu muhafaza etmiş [1989-2002 döneminde Sakarya’nın payı yüzde 0.84, Trabzon’un payı yüzde 1.00]. Buna mukabil 2004-2014 döneminde Sakarya ekonomisi nispi olarak büyürken [Türkiye’nin gayrisafi yurtiçi hâsılası içindeki payı yüzde 1.07] Trabzon ekonomisi nispi olarak küçülmüş [Türkiye’nin gayrisafi yurtiçi hâsılası içindeki payı yüzde 0.83].
Şunun altını bir kez daha çizmek istiyorum: 1990’lı yıllarda irtifa kaybeden Sakarya ekonomisi, 2000’li yılların başından itibaren yeni bir büyüme dalgası yakalamış…
Tablo 2. Sakarya, Kocaeli, Trabzon ve Bilecik Ekonomilerinde Yaratılan Kişi Başına Gelir: USD [1987-2014]
|
Türkiye |
Sakarya |
Kocaeli |
Trabzon |
Bilecik |
1987 |
1 629 |
1 318 |
4 757 |
1 137 |
2 217 |
1991 |
2 603 |
2 206 |
6 951 |
1 822 |
3 467 |
1994 |
2 173 |
1 866 |
5 924 |
1 756 |
3 205 |
1997 |
3 021 |
2 719 |
7 882 |
2 149 |
4 089 |
1999 |
2 847 |
2 702 |
6 236 |
2 231 |
3 540 |
2001 |
2 146 |
2 108 |
6 165 |
1 506 |
2 584 |
2004 |
5 961 |
5 381 |
8 790 |
4 466 |
6 892 |
2007 |
9 656 |
8 724 |
15 301 |
7 576 |
12 357 |
2009 |
8 980 |
7 981 |
13 235 |
7 198 |
11 359 |
2012 |
11 588 |
10 517 |
18 468 |
9 467 |
14 232 |
2014 |
12 112 |
11 139 |
19 900 |
10 093 |
14 908 |
Kaynak: tüik.gov.tr.
Peki, bu değerlendirmeler ışığında bakacak olursak bu büyüme dalgasından kişi başına gelir nasıl etkilendi?
Bu olgu, kişi başına gelir verilerine de yansıyor elbette. Kişi başına gelir [1987 yılına göre 2104 yılında], Türkiye genelinde 7.4 kat, Sakarya özelinde 8.4 kat artmış… Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Söz konusu zaman diliminde Sakarya’nın kişi başına gelir artışı, ülke ortalamasının bir hayli üzerinde gerçekleşmiş. Ya da şöyle: Sakarya’nın gelişme ivmesi ülke ortalamasından büyük olmuş. Bununla birlikte Sakarya’nın kişi başına geliri halen daha ülke ortalamasının altında seyretmektedir: 2014 yılı verileri itibariye kişi başına gelir, Sakarya’da 11 bin 139 USD düzeyinde iken Türkiye genelinde 12 bin 112 USD düzeyindedir.
Sakarya ekonomisinin tarihsel gelişimini anlamaya çalışırken vurgulamamız gereken başka bir husus var mı?
2000’li yılların başından itibaren, nispi olarak, tarımın önemi azalırken sanayinin önemi artıyor. Tarımda yaratılan katma değerin toplam katma değere oranının, 1975-1988 döneminde yaklaşık yüzde 30’lar düzeyinde iken 2004-2014 döneminde yüzde 10’lar düzeyine düştüğünü görüyoruz. Buna mukabil sanayide yaratılan katma değerin toplam katma değere oranı [aynı zaman diliminde] yüzde 19’lar düzeyinden yüzde 40’lar düzeyine yükselmiş. Bunun anlamı şu: Tarımsal üretim ile sanayi üretimi arasında bir değiş-tokuş olmuş. Daha açık bir ifade ile Sakarya, tarım ağırlıklı bir ekonomiden sanayi ağırlıklı bir ekonomiye dönüşmüş. Bu yapısal değişimin, büyük ölçüde, 1990’lı yıllardan itibaren yaygınlık kazanan organize sanayi bölgelerinden kaynaklandığını söyleyebiliriz.
Son olarak şunu sormak isteriz. Tüm bu veriler ışığında, Sakarya’nın olması gereken yerde olduğu söylenebilir mi? Buradan sonrası için hedefi ne olmalıdır?
Son olarak şunu hatırlatmak istiyorum. 1980’li yıllarda Sakarya’nın politik-bürokratik-sivil aktörlerinin gündeminde üç önemli madde, daha doğrusu üç büyük yatırım talebi vardı: organize sanayi bölgesi, doğal gaz ve üniversite… Bu yatırımlar gerçekleştirilir ise Sakarya’nın iktisadi ve sosyal düzeyde ciddi gelişmeler kaydederek ‘Batı’nın üvey evladı’ [bu ilginç mecaz, Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası’nın eski başkanlarından Fethi Sarıoğlu’na aittir] olmaktan kurtulacağı öngörülüyordu. 1990’lı yılların ortalarına gelindiğinde bu taleplerin tamamının karşılandığını görüyoruz. Bugün Sakarya’da birden fazla [sayıyı tam olarak bilmiyorum, sanırım 6-7 tane] organize sanayi bölgesi var. Doğal gaz kullanımı yaygın… Ve hepsinden önemlisi, 80 bin öğrencisi olan bir üniversiteye sahibiz.
Demem şu ki, söz konusu öngörü büyük ölçüde gerçekleşmiş. Bu yatırımların harekete geçirdiği kaldıraç etkisi, irtifa kaybını durdurmayı mümkün kılmış. Nitekim bugün Sakarya ekonomisi, 2000’li yıllarda yaptığı sıçramanın somut bir tezahürü olarak, 1970’li yıllarda sahip olduğu büyüklüğü [20nci büyük ekonomi konumunu kastediyorum] yeniden yakalamış bulunuyor. 2020’li yılların hedefi, iktisadi ve sosyal durağanlaşmanın zeminini yok edip, yani yeni bir sıçrama yapıp 10 büyük ekonomi arasına girmek olmalı…
Notlar
[1]. Özötün, Erdoğan (1980), İller İtibariyle Türkiye Gayrisafi Yurtiçi Hâsılası: 1975-1978, Ankara: Devlet İstatistik Enstitüsü Yayınları.
[2]. Özötün, Erdoğan (1988), Türkiye Gayrisafi Yurtiçi Hâsılasının İller İtibariyle Dağılımı: 1979-1986, İstanbul: İstanbul Sanayi Odası Yayınları.
[3]. DİE (1997), İller İtibariyle Gayrisafi Yurtiçi Hâsıla: 1987-1994, Ankara: Devlet İstatistik Enstitüsü Yayınları.
YORUMLAR